2 Temmuz 2017 Pazar

Çin Çarpması 3- Yiğidin Malı…


Yazılarımı takip eden ve Çin’e gidip geldiğimi bilen sevgili arkadaşlarım, yakınlarım ne zamandır Çin Çarpması 3 yok mu diye sorup durullaa. Gel gelelim, bu kez Çin’li ilham perisi bana bir türlü uğramak bilmedi kardeş, niyeyse. Gide gele yüz göz olduk tabii, nerde o eskisi gibi gel deyince gelmeler, git deyince gitmeler. Aylar oldu, daha yenice teşrif etti haspa. 😉

Yok yok, perinin falan günahı yok. İşin aslı, hayatım Çin seyahatleri arasına sıkışmış vaziyette gibi son aylarda. Bir bakmışsın seyahate hazırlanıyorum, bir bakmışsın dönüp yerleşiyorum. Ha bir de yorgunluktan mıdır, yoksa Çin’de kaptığım ne idüğü belirsiz virüs mirüs durumlarından mıdır bilmem, döndükten sonra günlerce yatıp kalmalar, durup durup devrilmeler, hayattan kopmalar da ayrı faktör tabii. Hal böyleyken ne kafa müsait yazmaya, ne yorgun bünye işin gerçeği. Neyse ki şu üç günlük bayram girdi de, bir sonraki seyahat öncesi acık nefes alabildi şu narin bünyem. Maksat şikayet değil elbette. Son seyahatten taze dönmüş, yazılacaklar ise beklemekten yorulmuşken, bir zahmet yazayım artık duygusuna teslim olmak benimkisi.

Hep diyorum ya, şu Çin’liler gayet şahsına münhasır, başkaca hiçbir millete benzemeyen,