Geçenlerde Çin diyarındaki maceralarımı ucundan
kenarından tattırma niyetiyle yazdığım bir önceki yazıyla ilgili yok çok kısa
olmuşmuş, yok resimler azmışmış mahiyetindeki serzenişlerinize istinaden buyrunuz devamı efenim. Azında kararında olsun dedimdi, lakin siz
kaşındınız. 😋 Bundan kelli de yok çok
uzattındı, yok çok mu lazımıdı babında lakırdılar duymayayım. Muasır
medeniyet seviyesine henüz ulaşamamış, no toilet paper, no hijyen temalı umumi Çin helalarında cırcırlara gark olasınız diye ilenirim, gözünüzün yaşına bakmam
ona göre… 😄 Bu vesileyle bir önceki yazıyı hala okumamış olup, bu içten ve de
tiskinç dileklerimin ne manaya tekabül ettiğini merak edenler, buyurunuz
efenim, buradan başlayınız derim nacizane: http://mimiklibocek.blogspot.com.tr/2016/09/cin-carpmas_3.html#more)
Madem öyle, geçen yazı kısa öz olsun diye es
geçtiğim, seyahate gitmeden önceki zaman dilimine bir dönelim izninizle. Efenim
seyahatten evvel bir önceki yazıda bahsettiğim, aman nasıl geçecek, acaba in mi
çıkacak, Çinli mi öpecek türü kaygılarımla bir hayli tebelleş olmam sebebiyle haliyle
pek de oralı